6 Temmuz 2012 Cuma
ACELE KARAR VERMEYİN....
Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama
Kral bile onu kıskanırmış... Öyle dillere destan bir beyaz atı
varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin
tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış..
"Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan
dostunu satar mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,
at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: "Seni ihtiyar bunak,
bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala
satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.
Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler...
İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin" demiş.
"Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.
Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.
Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı?
Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.
Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez."
Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.
Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş...
Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.
Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.
Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür dilemişler.
"Babalık" demişler, "Sen haklı çıktın. Atının
kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu
oldu senin için, şimdi bir at sürün var.."
"Karar vermek için gene acele ediyorsunuz"
demiş ihtiyar. "Sadece atın geri döndüğünü söyleyin.
Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini
henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.
Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz
kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?"
Köylüler bu defa açıkçn ihtiyarla dalga geçmemişler
ama içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geçirmişler...
Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan
ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış.
Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman
yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara.
"Bir kez daha haklı çıktın" demişler.
"Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre
kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.
Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın"
demişler. İhtiyar "Siz erken karar verme
hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş.
"O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.
Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba
ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde
gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez."
Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu
ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan
bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler,
ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri
askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın
kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya
öleceğini ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş.
Köylüler, gene ihtiyara gelmişler... "Gene haklı
olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık
ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler,
belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının
kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..."
"Siz erken karar vermeye devam edin" demiş,
ihtiyar. "Oysa ne olacağını kimseler bilemez.
Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda,
sizinkiler askerde... Ama bunların hangisinin talih,
hangisinin şnssızlık olduğunu sadece Allah biliyor."
Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatla tamamlamış:
"Acele karar vermeyin.
Hayatın küçük bir dilimine bakıp
tamamı hakkında karar vermekten kaçının.
Karar; aklın durması halidir.
Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi,
dolayısı ile gelişmeyi durdurur.
Buna rağmen akıl,
insanı daima karara zorlar.
Çünkü gelişme halinde olmak
tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar.
Oysa gezi asla sona ermez.
Bir yol biterken yenisi başlar.
Bir kapı kapanırken, başkası açılır.
Bir hedefe ulaşırsınız ve
daha yüksek bir hedefin hemen
oracıkta olduğunu görürsünüz."
Lao Tzu
5 Temmuz 2012 Perşembe
İnsalık Tarihin En Komik ve En İlginç 10 Ölüm Olayları
1) Amerika’da 1995 yılında Bir Kola makinesinden bedava içecek almaya çalışan adam makineden fırlayan kutu kolanın kafasına isabet etmesi sonu hayatını kaybetti.
2) Astronot biliminde çığır yaratan Tycho Brahe isimli Danimarkalı bilim adamı tuvalet gitmediği için ölmüştür. 16. yüzyılda yemek bitmeden sofradan kalkılması hoş karşılanmazdı. Tycho Brahe davetli olduğu bir şölene gitmeden tuvalete girmeyi unuttu. Yemekte içkiyi fazla kaçıran bilim adamı tuvalete gitmek için izin isteyemeyecek kadar nazik olduğundan idrar kesesi patlamıştır ve 11 gün acı çektikten sonra ölmüştür.
3) Arjantin Buenos Aires’te gerçekleşen ölüm olayında karısını öldürmeye çalışan adam karısını kaldıkları otelin 23. katında aşağıya atar. Kadın aşağı düşerken elektrik tellerine takılır. Karısının ölüp ölmediğinden emin olmak isteyen adam kendisinide aşağı atar, tellere tutunamaması sonucu yere çakılarak hayata veda eder.
4) 1983 yılında Amerika’nın San Diego eyaletinde polisler tarafından hırsızlık yaparken yakalanan kadın eğer kendisini bırakmazlarsa ölene kadar nefesini tutcağını söyledi. Polislerin bu isteği kabul etmemesi sonucu kadın kendi nefesini tuttu ve morarak öldü.
5) İtalya’da gerçekleşen bir ölüm olayında Pisa kentinde oturan Romollo Ribaldo isimli adam işsiz olduğu için intihar etmeye karar verir. 42 yaşındaki Romollo Ribaldo’ya eşi intihar etmemesi için dil döktü. İkna olan Romollo ağlamaya başladı ve elindeki silahı yere fırlattı ve kötü sürpriz… Yere düşen silah ateş aldı ve silahtan çıkan kurşun Romollo’nun eşine isabet etti ve kadın öldü.
6) Amerika’da bir hayvanat bahçesinde görevli olan fil bakıcısı rutin temizliğini yaparken filin dışkısı altında kalarak can vermiştir.
7) Khay Rahnajet isimli Iraklı bir terörist içinde bomba düzeneği olan bir paketi posta ile suikast adresine gönderdi. Paketin üzerinde yeteri kadar pul olmadığı için posta servisi paketi geri postalar. Paketi alan acemi terörist pakete bomba düzeneği kurduğunu unutarak paketi açar, bombanın patlaması sonu parçalanarak ölür.
8 ) Eşine şaka yapmak isteyen Jake Fen isimli bir adam kendisini asmış süsü verir. Eve gelen eşi kocasının kendisini asığı görünce bayılır. Bu sırada kapıyı açık gören komşuları olan kadın içeri girer. Jake ve eşinin öldüğü zanneden kadın evi soymaya karar verir ve ne varsa toplar. Evden topladıkları ile dışarı çıkmak üzere olan kadına Jake tekme atar. Kadın cesedin canlandığını zannederek korkudan ölür.
9) New York’un işlek caddelerinin birinde bir otomobil yürüyen bir yayaya hafifçe çarptı. Yaya tam yerden kalkacağı sırada yoldan geçen birisi kalkmazsa sigortadan yüklü miktarda para alabileceğini söyler. Yayada yola tekar yatar. Otomobil sürücüsü ise yayanın yerden kaltığını düşünerek gaza basar ve yaya otomobilin altında ezilere can verir.
10) Mısır’da bir çiftçilik yapan bir adam tavuklarından birinin Nil nehrine düştüğünü farkeder ve tavuğunu kurtarmak için nehre atlar. Fakat girdaba yakalanınca kıyıya dönemez ve yardım ister. Adamın yardımına yetişen oğlu başarılı olmaz ve o da girdaba kapılır. Baba oğul kurtarılmak için yardım istemeye başlarlar. Adamın karısı kızları ve diğer oğlu yardım etmek isterler fakat onlarda başarılı olmazlar. 6 kişilik aile boğularak can verir fakat tavuk kurtulur.
2 Temmuz 2012 Pazartesi
RENKLERİN HAYATIMIZDAKİ ETKİLERİ
Kaynak: Sabah / Eylem Bilgiç
Her rengin bir enerjisi olduğunu biliyor muydunuz? Renk
terapisinin yüzlerce yıl önce Uzakdoğu''da uygulanmaya başlandığını söyleyen
sağlıklı yaşam uzmanı Işık Kırgız, doğru rengin pek çok hastalığı iyileştirici
etkisi olduğu görüşünde.
Göğüs kanseri teşhisi konan ünlü pop yıldızı Kylie Minogue
ameliyat için yattığı hastanedeki odasını pembeye boyattı ve baştan sona pembe
objelerle süsledi. İlk çocuğuna hamile olan Britney Spears da son klibinde
pembeler içinde çıktı seyircinin karşısına. Öyle ki Hummer cipinin koltuk
döşemeleri bile pembeydi. Her iki yıldızın da pembeyi tercih etmesinin altında
bu rengin taşıdığı enerji yatıyor.
Duygunun ve saf sevginin rengi olan, hayallerin ve korunma
duygusunun pekişmesini sağlayan pembenin aynı zamanda ağrıları hafifletme gibi
bir özelliği de bulunuyor. Renk terapisi; renklerin bedenle dengesini,
enerjisini kurarak zihinsel, fiziksel, ruhsal ve duygusal anlamda rahatlama
sağlıyor. Bu terapinin geçmişi çok eskilere dayanıyor.
Tibet''te, Uzakdoğu''da yüzlerce yıl önce uygulanmaya
başlanan terapi, zamanla daha bilimsel bir potaya taşınmış ve renk dalga
boylarının insan bedeni üzerinde ciddi etkilere sahip olduğu ortaya çıkmış.
İnsanların günlük hayatlarında giydiği, kullandığı renklerin ruh hallerini
ortaya koyduğu, yaşam stillerini anlattığı belirlenmiş.
TURUNCU NEŞE KAYNAĞI
Sağlıklı yaşam uzmanı Işık Kırgız, renklerden yararlanmak
için onların anlamını ve hayattaki yerini bilmek gerektiğini söylüyor:
"Renklere sadece hayatımızdaki tonlar olarak değil, bize verdiği enerji
olarak bakmalıyız. Her rengin anlamı var. Çünkü hepsi farklı dalga boylarına
sahip. Farklı dalga boylarına sahip oldukları için de farklı enerji taşıyorlar.
Örneğin, bütün renklerin kaynağı olan beyaz, hayata dair olguların
açılımıdır."
Birtakım problemler yaşayan veya yorganın altından çıkmak
istemeyenlerin mutlaka turuncu ya da kırmızı giymeleri gerektiğini söyleyen
Kırgız, bu renklerin taşıdıkları enerjiyi bu sayede bize de yükleyeceklerini
anlatıyor. Depresif, gergin, kızgın durumlarda ise kırmızı ve turuncunun
kesinlikle kullanılmaması gerekiyor.
Renkler sağlıkta ve bedeni arıtıp, temizlemek için de aktif
rol oynuyor. Mesela yüksek tansiyon ya da yüksek ateşte mavi kullanıldığı
takdirde tansiyon ve ateşte düşme gözleniyor. Aynı zamanda aşırı kanamalarda da
mavi kanamayı azaltıyor. Düşük tansiyonda, dolaşım bozukluğunda, eklem
ağrılarında, kilo probleminde kırmızı; bağırsak tembelliğinde sarı kullanmak ya
da düşünmek yardımcı oluyor.
Pembe ise rahatlatıcı bir renk olduğu için ağrıları
hafifletiyor. Renklerin enerjisinden yararlanmak için ille de o renkte bir
kıyafet giymeniz gerekmiyor. Kırgız''a göre bir taş, obje ya da sadece
düşünerek o rengin enerjisini alabiliyorsunuz.
KİLO VERDİRİYOR
Işık Kırgız''ın uyguladığı ''biyofoton'' tedavi filtreleri
de renklerden yararlanarak sorunlardan kurtulmayı vaad ediyor. Mekanizma olarak
doğal ışık ve vücudun kendi enerjisini kullanan biyofotonlar çeşitli renk
dalgalarından oluşuyor. Vücuda yapıştırılarak kullanılan biyofotonlar,
kırışıklıkların, lekelerin, selülitin, vücuttaki ciddi ağrıların yok olmasını
sağlıyor. Migreni olanlar, migren noktalarına yapıştırıyorlar. Biyofotonlardaki
renk dalgaları damarları yavaş yavaş gevşetiyor ve vücut rahatlıyor. Böylelikle
örneğin migren ağrısı da bir süre sonra yok oluyor. Biyofotonlar sigarayı
bırakmada da yüzde 90 başarı sağlıyor.
Avrupalılar, aynı zamanda anti-stres özelliği bulunan
biyofotonları çantalarında taşıyor ve stresli anlarında çıkartıp stres
noktalarına yapıştırıyor. Renklerin enerjisinden yararlananlar ve bulundukları
durum içinde hangi rengi kullanmaları gerektiğini bilenler çok daha kolay bir
yaşam sürüyorlar. Sağlıklı yaşam uzmanı Işık Kırgız, bu uygulamanın kesinlikle
tıbbi tedavinin yerini tutamayacağını; sadece destekleyici terapi olduğunu da ekliyor.
Doğadaki tüm renk dalgalarının bir enerjisi var. Renklerden
alınan bu enerjilerin de kişinin psikolojisini etkilediği varsayılıyor.
TURUNCU Neşe verici bir renk. Dışa dönüklük, canlılık ve
heyecan, cinsellik duygularını harekete geçirir.
MAVİ Sezgilerin rengi. İç dinginliği, sevgi, huzur, sakinlik
ve barış duygularını pekiştirir.
KIRMIZI Canlandırıcı etkisi var. Motivasyonu, enerji, coşku
ve yaşama sevincini, sıcaklık ve aşk duygularını, kan basıncını ve vücut
ısısını harekete geçirir.
YEŞİL Güvenin rengi. Paylaşma, cömertlik, huzur, istikrar,
sakinlik, zihinsel ve duygusal benlikte etkin.
KAHVERENGİ Ağırbaşlılık, önderlik rengi. Eğitim, öğretim,
kültür, sanat, emin olma ve sağlamlık duygularını pekiştirir.
LACİVERT Uyum ve başarı rengi. Sakin ve dingin olma
duygularını pekiştirir.
PEMBE Duygunun ve saf sevginin rengi. Hayallerin, korunma
duygusunun pekişmesinde etkin.
MOR Ruhsal dünyanın rengi. Asilliği, dengeyi, kendine
güveni, sakinleştirici ve dinlendirici duyguları pekiştirir.
SARI Akıl ve zeka rengi. Umut, ilham ve yöneticilik
duygularını pekiştirir.
SİYAH Güç ve bireysellik rengi. Tutku, hırs, inat ve
muhalefet duygularında etkin.
Evde siyahtan kaçın
Renkler doğru kullanıldıklarında hayatımızı olumlu yönde
etkiliyor. Işık Kırgız bir renge uzun süre bağlı kalınmaması gerektiği
konusunda uyarıda bulunuyor. Örneğin sürekli mavi kullanıldığında kendinizi
tembelleşmiş, durgun hissetmeye başlayacağınızı, sürekli kırmızı kullanmanın da
agresif bir ruh haline sahip olmanıza sebep olacağını söylüyor. Ama bu çok
sevdiğiniz bir renkten uzun süre mahrum kalacağınız anlamına gelmiyor. Örneğin,
maviyi çok seviyorsanız bunu turuncuyla dengeleyebilirsiniz. Mavi tonlarındaki
kıyafetinizle birlikte turuncu aksesuar kullanmak gibi...
Kırgız, yatak odasının da baştan sona siyah ve kırmızı
renklerle dekore edilmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. Çünkü bu
renkler bir süre sonra ruh dengenizi bozuyor ve depresif bir ruh haline sahip
olmanıza neden oluyor.
HUZUR PASTEL TONLARDA
Kırgız, siyah ve kırmızıyı sevenlerin bu renkleri biblo,
abajur, tablo gibi objelerde kullanmalarının daha doğru olacağını söylüyor.
Evlerin duvarlarında, mobilyalarda ya da genel dekorasyonunda tercih edilmesi
gereken renklerin başında ise daha çok dinginliği ve huzuru hatırlatan lila,
mavi, yeşil ve pembe geliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)